-
Hazinet’ül-Ulemâ da Peygamber (A.S.)’ın şöyle bu-
yurduğu nakledilmiştir:
— Hak taâla kaleme: (Bismillâhirrahmanirrahim)’i
yaz! buyurdu. Kalem de (Bismillâh)’ın (Bâ)’sını yazdı.
(Bâ) dan bir nur çıktı. Arşdan ferş’e kadar bütün ilâhi
âlemi aydınlattı.
Kalem:
— Ey Rabbim! Bu ne biçim bir (Bâ) dır ki, bu şekilde nur çıktı? diye sordu.
Bu, Muhammed ümmeti için benim keremimin
nurudur, buyurdu.
Sonra kalem (Sîn) harfini yazdı. (Sîn) den üç nur
çıktı. Yani her dişinden bir nur çıkmış oldu. Birisi uçtu, Arş’a gitti. Birisi Kürsî’ye gitti. Birisi de Cennete
gitti.
Kalem.
— Ey Rabbim! Bunlar nasıl nurlardır? dedi.
Hak taâla:
— Muhammed ümmetini üç bölüme ayırdım:
1) Hayra koşanlardır. Yani içi dışından üstün olanlardır.
2) İçi ile dışı beraber olanlardır.
3) Nefsine zulmedenlerdir ki, zâhiri bâtınından,
dışı içinden üstün olandır.
Arşa uçup giden nur ilk bölüğün nûrudur. Uçup
Kûrsî’ye giden nûr, ikinci bölüğe dâhil olanların nûrudur. Cennete giden nûr ise kendi nefsine zulmedenlerin
nûrudur.
Hak taâla kaleme bir (Nûn) yazmasını emretti. Kalem bir (nûn) yazdı. Bu nûndan bir nûr çıktı ve Arş’dan
Ferş’e kadar her tarafı aydınlattı. Kalem o nûru gördü,
iki bin yıl hayrette kaldı ve:
— Ey Rabbim! Bu nasıl nurdur? dedi.
Hak taâla:
— Bu nûr, Muhammed (A.S.)’ın nûrudur. Muhammed benim Habibimdir. O bütün yaratılmışların en hayırlısıdır. Bütün âlemi onun için yarattım buyurdu.
Kalem bu sözü işitince, o nura selâm vermek için
Hak taâla’dan izin istedi. Allah da izin verdi.
Kalem:
— Ey Allahın Rasûlü! Allahın selâmı üzerine olsun!
dedi.
Hak taâla:
— Ey Kalem! O selâmı kime verdin? buyurdu.
Kalem:
— Senin Habibin ve mahlûkatının en hayırlısına
selâm verdim, dedi.
Hak taâla da:
— O henüz hazır değildir, yaratılmamıştır. Eğer olsa idi senin selâmını alırdı. Şimdi onun yerine senin selâmını ben alıyorum, buyurdu.
Peygamber (A.S.):
— Bu itibarla selâm vermek sünnet ve almak farz
oldu, buyurdu.
Ondan sonra kalem, (Allah, Er-Rahmân ve Rahîym)
kelimelerini yazdı ve.
— Ey Rabbim! Bunlar nasıl isimlerdir? dedi.
Hak taâla:
— Ben sadıkların şanı yüce Allahıyım. Muhtesitlere
Rahmanım. Nefsine zulmedenlere de Rahiymim buyurdu.
Hak taâla hazretleri buyurdu:
— Ey meleklerim! Şâhit olun! Kim (Bismillâhirrah-
mânirrahim) derse ben onu yarlığadım. Amellerini mübarek kıldım. İyiliklerini kabul ettim ve günahlarını
bağışladım.
Kalem: (Bismillâhirrahmanirrahim. El-Hamdü Lil-
lâhi Rabbilâlemin – Esirgeyen bağışlayan Allahın adıyla . Alemlerin Rabbi Allaha hamd olsun) diye yazdı .
Bir nûr meydana geldi ve o nûr ikiye bölündü. Hak taâ-
la birinden (Rahmet) denizini, diğerinden de (Mağfiret)
denizini yarattı. Sonra Hak taâla, Peygamber (S.A.V.)’in
ruhuna o denizlere girmesini emretti. O da o denizlere
girdi ve alemlere rahmet oldu.
İlgili olarak Hak taâla şöyle buyurdu:
— «(Habibim! biz seni (başka bir hikmetle değil)
ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik»
Ondan sonra Kalem (Mâliki yevmiddîn = Din gününün tek sâhibi ve mutasarrıfı) ayetini yazdı.
Zulmetle karışık bir nûr meydana geldi, Nûr bir
yana, zûlmet bir yana gitti. Hak taâla nurdan saadet de-
nizini, zulmetten de bahtsızlık denizini yarattı ve:
— Kim (Mâliki yevmiddîn) derse kötülük denizin-
den kurtulur, buyurdu.
Sonra Kalem (İyyâke Na’büdü ve İyyâke Nestâiyn =
Yalnız sana ibâdet (kulluk) ederiz, yalnız senden yardım dileriz) ayetini yazdı.
Bir nur meydana geldi. Bu nûr ikiye ayrıldı. Hak
taala birinden (ilâhi yardım) denizini, diğerinden de
(masûmiyet) denizini yarattı.
Hak taâla:
— Kim bu ayeti okursa, ben ona yardımla masumi-
yet denizini veririm, buyurdu.
Ondan sonra kalem: (İhdina’s – Sırât’al — Müsta-
kim. Sırât’al — Lezine en amte aleyhim, Gayr’il — Mağdübi aleyhim ve Leddallin. Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanların-
kine, sapıklarınkine değil) ayetini yazdı. (
Bir zulmet meydana geldi. O zulmet ikiye ayrıldı.
Hak taâla birinden gazâb, diğerinden nefret denizini
yarattı.
Hak taâla:
— Kim bu ayetleri okursa onları gazâb ve nefret
denizinden emin kılarım, buyurdu.
Zehretür-Riyâd’da, Peygamber (A.S.)’ın şöyle bu-
yurduğu nakledilmiştir:
— Kalem (Bismillahirrahmânirrahim)’i yediyüz yıl-
da yazdı. Hak taâla; kim (Bismillahirrahmânirrahîm)
derse, yediyüz yıl nafile ibâdet etmiş gibi sevab veririm,
buyurdu.
Abdullah bin Ömer (R.A.) Rasûl (A.S.) dan şu Hadisi
nakletmiştir:
— Allah taâla önce mahlûkatı zulmet içinde bıraktı.
Sonra üstlerine nûr saçtı. O nur kime ulaştı ise hidâye-
te erdi, kime ulaşmadı ise o da sapıklık içinde kaldı.
Kısas-ı Enbiya’da şöyle nakledilmiştir:
— Ondan sonra Hak taâla bir beyaz inci yarattı. O,
yedi kat yer ile gökten büyüktü. O incinin yetmişbin di-
li vardı ve onlarla Hak taâlayı zikrederdi.
Kendisine sorulduğunda Rasûl (A.S.) şöyle buyur-
muştur:
— Hak taâla önce benim aklımı, canımı, nurumu;
kalemi ve Levh-ı Mahfûz’u yarattı.
Arkadaşlar
NazliBursa
@nazlibursa
ZeynepGulsumBursa
@zeynepgulsumbursa
16.4.FatmaKayseri
@fatmakayseri
Yasmen kadar@goa
@yasmenkaderindia
Sameera
@sameera
Gruplar
Efendi Hazretlerinin Derslerinden Notlar
Herkese Açık Grup
Amediler
Herkese Açık Grup
Büyüklerimizin halleri eğitimdi
Herkese Açık Grup
Medya
Fotoğraf
Video
Müzik
Dosya