Sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz’in bizlere vasiyetlerinden birinde de, içimizi kin ve kıskançlık duygusundan temizleyip selamete çıkarmak için çalışmamız buyurulmaktadır. İçini bu kirli duygulardan temizlemeyenler, hayırlı işlerin tümünden yoksun kalmış olurlar.

Efendim Şeyh Ali Nebtiti -ki Hızır (a.s.) ile çok görüşürdü bana şu haberi vermişti: «Hızır (peygamberle) buluşmanın üç şartı vardır:
1- Bu ümmetten olup, bu ümmetin hiçbir ferdine kötülük beslememek, 2 – Resülullah Efendimiz’in sünneti yolundan ayrılmamak, hiçbir bid’atı benimsememek,
3 Gelecek için para ve rızık gibi şeyleri biriktirmemek. Bu üç şartı nefsinde toplamayanlar, Allah’ın en şerefli yaratığı olan insan ve cinlerin ibadetini yapmış olsalar da, Hazret-i Hızır’la hiçbir vakit buluşamazlar. İnsan evlâdı iç temizliğinden yoksun kalırsa, sonunda bastığı yer çöker, kendisi de bu çöküntü içine yuvarlanır, bu azap da ona yeterli olur.

Hak Teâla bu babta şöyle buyurur: «Fesat planları hazırlayanlar, Allah’ın kendilerini yere batıracağına yahut, şuurlarının eremeyeceği cihetlerden kendilerine azap gelip çatacağına karşı emin mi oldular?»

Bir müslümana bir hainlik besleyen veya ona gece ve gündüzün herhangi bir saatinde sataşmak için kötü bir niyet besleyen veya ona bir tuzak kurmaya yeltenen bir kimse, her vakit için yere yatıp gömüleceğini bilmelidir.

Bu ahidle amel etmek isteyenin kötülüklerden kurtulmak, iç huzuru ve temizliğine kavuşmak, nefsini süzgeçten geçirip temiz tutmak için öğüt verici, doğru yol sahibi bir şeyhe bağlanması şarttır. Ancak bu yola ve bir şeyhin emrine girdiği takdirde, hayırlı melaike alemine girmiş olur. Bu yola giren kimse, başkalarının ayıbını görmez.

Şeyh Abdüsselâm Dimyati’nin bizlere bildirdiğine göre, Ezher camiinin mücavirlerinden bir Berberi’nin cami içinde oturduğu yer de eşyası çalınır. Adamcağız hayretler içinde kalarak şöyle konuşmaya başlar: «Yahudiler, hıristiyanlar camilerimize girmezler, müslümaniar da hırsızlık yapmazlar, benim bu eşyamı kim çalabilir?… Adamın biri, «Senin eşyanı fareler yürütmüştür» der. O da, Doğrudur cevabını verir ve susar. İşte bu zat bu olayda nefsini ölçerek kendi açısından böyle bir kanaate varmıştır. Zira doğru ve günahtan çekinen Berberiler emanete riayetkardırlar ve bütün müslümanları da kendileri gibi bilirler.

Demek ki, bir şeyhin yolunu izlemeyenlerin her ameli fesat olan şeytanların ahlakına bulaşmış olacakları bilinmelidir.

İmam Şa’rânî
Büyük Ahidler kitabından alıntıdır