🌹 Kısa sohbet 🌹

Hakk’ın erleri kalplerinde olanı saklarlar, marifet ve ilimlerini gizli tutarlar. Kalp kapıları rablerinin yakınlık evine gece gündüz açıktır. Onların nezdinde kalplerin konuk edildiği bir ev vardır. Kalp ve sırlan her daim Hak’tan gelen ilhamları dinlemektedir. Gönül sıhhat bulunca o gönlün sahibi herkesten yüce olup arınır, yüceldikçe yücelir ve herkesi aşar. Bütün hayırlar onda olur. Bütün hünerlerin kendisinde toplandığı Musa’nın asası gibi olur.
Nakledildiğine göre Cebrail (a.s.) o sopayı cennetteki bir fidandan alıp Musa’ya Firavun’dan kaçtığı sırada vermiştir. Bir başka nakle göre ise Hz. Yakup onu çocuklarından birine vermiş ve nesilden nesle asa Hz. Musa’nın eline geçmiştir ve Allah (c.c.) onu insanlar için bir mucize ve Musa’nın peygamberliği için bir kanıt kılmış ve asaya başka pek çok hüner vermiştir. Nakle göre Hz. Musa yorulunca asa bir hayvan gibi onu ve eşyalarını taşırmış. Yürürken karşısına bir nehir çıkınca geçmesi için köprü olurmuş. Bir düşmanla karşılaşınca bir cengâvere dönüşüp onun yerine savaşırmış. Bir gün Hz. Musa ıssız bir yerde Rabbinden başka hemdem olacağı kimsecikler yokken koyun otlatıyormuş. Birden uyku bastırıp uyumuş. Uyanınca asanın ucunda kan izi görmüş. Etrafına bakınca öldürülmüş koca bir yılan görmüş ve kendisini yılandan koruduğu için Allah’a şükretmiş. Aç kaldığında asa ağaca dönüşür ve derhal meyve verirmiş ve Hz. Musa ondan açlığını giderecek kadar yermiş. Susadığında nehir olur, Hz. Musa susuzluğunu giderecek kadar ondan içermiş. Güneşin sıcağı onu rahatsız edince Hz. Musa onu yanına bırakırmış ve asa onu gölgelermiş.

İşte bu kul böyledir. Kalbi sahih olunca ve sadece Rabbine ait olunca onda genel olarak insanlara ve kendi şahsına ait faydalar kılar. Hem genel hem de özel faydalar. Göz önünde olan insanlar içindir, bâtın olan ise kendisi için. Cehr insanlar için, sır ise kendisi içindir. Bu işin başı Allah’tan başka ilah olmadığına ve Hz. Muhammed’in O’nun elçisi olduğuna inanmaktır. Nihayeti ise insanlardan gelen övgü ile yerginin, hayır ile şerrin, fayda ile zararın, kabul ile reddin, teveccüh ve yüz çevirmenin onun açısından farksız olmasıdır. Başlangıçta yapılması gerekeni sapasağlam yap ki nihayetin de sapasağlam olsun. Birinci basamağa sağlam basmazsan ikinci basamağa nasıl yükselebilirsin? Ameller neticesine göre değerlendirilir. Senin “Allah’tan başka ilah yoktur. Hz. Muhammed O’nun elçisidir” sözün bir iddiadan ibarettir. Peki, bu iddianda doğru olduğunu gösteren delil nerededir? Delil, hükümleri olması gerektiği gibi yerine getirerek ve şer’î hükümlerin hakkını vererek Allah’ı tevhit etmek ve amelinde ihlaslı olmaktır.

Geylanî Külliyatı kitabından alıntıdır.